İYİ BİR EVLİLİK NASIL OLMALI?

 Evlilik, toplum hayatı ve insan fıtratının gerekli kıldığı ve dinimizin tavsiye ettiği bir ihtiyaçtır. Evlilikle, kadınla erkek arasında mümkün olan en geniş anlayış birliğini kapsayan; köklü, güçlü ve sürekli bir bağ kurulur. İnsan, evlenmeye ehil olduğu müddetçe hayat boyu, bu müesseseye ihtiyaç duyar.

Eşlerin, ailenin, toplumun mutluluğunu ve neslin devamını sağlamak üzere kurulan evlilik müessesesi, Dinimizin önem verdiği konuların başında gelmektedir. Öyle ki Kur’an-ı Kerim’de evlilik ve aile kurumuyla ilgili dinî prensiplere ayrıntılı bir şekilde yer verilmiştir.

Toplumumuzda genellikle, evlenecek gençler için aile büyükleri tarafından her türlü tedbirin alınıp imkanların sarf edildiği, düğünlerin en iyi şekilde icrâ edilmeye çalışıldığı bir gerçektir. Bunun yanında dul erkek ve kadınların evlenmesinin, çoğu zaman uygun bulunmadığını; bu durumda bulunan kişilerin evlenme girişimlerinin, başta miras kaygısı olmak üzere çeşitli nedenlerle engellenmeye çalışıldığını, toplum tarafından da ayıplanıp yadırgandığını müşahede etmekteyiz. Oysa Kura’n’da yer alan “içinizden bekar olanları...evlendirin” ayeti eşi olmayan herkesi kapsamakta ve bu durumdaki kişilerin evlenmesine yardımcı olmanın başta aileler olmak üzere tüm toplumun görevi olduğunu ifade etmektedir.

Gerçek şu ki, Yüce Allah kadın ve erkeği maddi ve manevi açıdan birbirine muhtaç olacak şekilde yaratmıştır. Zira, bazı durumlar ve ihtiyaçlar vardır ki, insan bunları sadece eşiyle paylaşabilir. Bu durum “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin içinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun(varlığının ve kudretinin) delillerindendir...”“Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz” gibi ayetlerde Cenab-ı Allah tarafından açıkça bildirilmiştir. O halde evlenmeye ehil olan herkesin bu haktan yararlanmasından daha doğal ne olabilir?. Çeşitli nedenler, anlayış ve adetlere bağlı olarak belli yaş ve gurupta yer alan insanların evliliklerinin yadırganması hatta engellenmeye çalışılması temel insan haklarından birini önemsememek, yok saymaya çalışmak anlamına gelmez mi?

Eşini kaybeden büyüklerimiz, çoğu zaman yanında sohbet edecek birini bulamamakta; büyümesi ve yetişmesi için gecesini gündüzüne kattığı evlat ve torunları tarafından yalnızlığa itilebilmekte, zaman zaman bir fazlalık ve yük olarak görülebilmektedir. Bu kişilerin, şartları uygunsa, istemeleri halinde evlenmelerine yardımcı olunması onlara yapılacak en büyük iyilik olacaktır. Kendimizin de bir gün böyle bir durumla karşılaşabileceğimizi unutmayalım. Aynı durum özellikle genç yaşında dul kalmış kadınlarımız için de söz konusudur. O halde, fertlerin, ailelerin ve toplumun huzur ve mutluluğu için, evlilik konusundaki bazı yanlış düşüncelerimizi değiştirmeli, yaratılana yaratanın isteği doğrultusunda muamele yapmalıyız. 

{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }