IRAK NASIL BU DURUMLARA GELDİ..

“Kesnizani Tarikatı”
FETÖ yapılanmasının ne kadar eskilere gittiğine dair bilgiler ortaya çıktıkça, bir örgütün adı daha duyuldu. Kesnizani..
Kürtçede “Kimse bilmiyor.” Anlamına gelen ve Irak’da Saddam döneminde çok yaygın olan bir tarikatın adı oluyor, Kesnizani.
CIA ve MOSSAD tarafından ele geçirilen nüfuzlu bu tarikat. Irak’in, Amerika tarafından işgaline giden yıllarda taşları döşeyenin bu tarikat olduğunu görüyoruz.
Araştırmacı yazar Ahmet Dinç, bakın bu tarikatı nasıl anlatıyor:
 “Kesnizani Tarikatı aslında vaktiyle, Kadiri Tarikatı’nın bir kolu idi. Kesnizani, Kuzey Irak’taki Süleymaniye şehri civarında bir kürt aşiretiydi.
 Aşiretin lideri olan kişi ayni zamanda, Kadirilerin bu kolunun da başında bulunuyor, halife statüsünü kendine malediyordu.
Şeyh Abdülkerim Kesnizani ölünce, yerine oğlu Muhammed geçmişti.
Tarikatın, Kadiri bünyesinden tam olarak ayrılması, MOSSAD-CIA ilişkilerinin kurulması, müridlere İsrail’li hahamların ders vermesi, Şeyhin yazdığı kitapta Kabala gibi mistik Yahudi kaynaklarından alıntıların yer bulması gibi “dönüşüm” işaretleri 1990’ların başlarında daha kesin şekilde fark edilmeye başlanmıştı.
Irak Ordusu’nda askerler arasında Kesnizanilik o kadar yaygınlaştı ki, dönemin Irak Genelkurmay Başkanı Mareşal Ayat Fetih El-Ravi, Hava Kuvvetleri Komutanı Mareşal Halit Şaban, Umumi Askeri İstihbarat Başkanı Mareşal Vefik El-Samarayi de, oğul Şeyh Muhammed Kesnizani’nin ayağını öpüp mürit olmuşlardı.
Irak Devleti Emniyet Biriminin ve İstihbarat Birimi El-Muhaberat’ın elemanları da ayni yolu izleyip Şeyh’e hizmet etmeye başlamışlardı.
Şeyh Kesnizani, Saddam’ın en yakınındaki isimleri de bağlamayı başarmıştı. Bunlar arasında Saddam’ın iki kardeşi Vatban ve Barzan, karısı Sacide Abdullah ve oğlu Uday da vardı.”
Araştırmacı Yazar Ahmet Dinç, tarikatın İsrail’le ve CIA ile olan ilişkisini de şöyle anlatıyor.
 “ İsrail, Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra Kesnizanilerle irtibata geçip ilişkiyi geliştirdi ve ilerleyen dönemde bir çok konuda sınırsız destek vermeye başladı. Öyle ki, devletin kritik bir noktasında bulunan ve tarikata girmek istemeyen kimseler, İsrail’in tarikata akıttığı paralarla ikna ediliyordu.
Şeyh Muhammed de, gerek istihbaratçı müritlerinden, gerekse Saddam’ın yakın çevresinden, devletin üst katlarından aldığı bilgileri oğlu Nehru aracılığıyla MOSSAD’a iletiyordu. Bu Nehru, tarikatın İsrail ve Amerika ile ilişkilerinden sorumlu veliahtıydı.
Saddam,etrafında örülen ağın farkına ancak saltanatının son bir iki ayı içinde varmıştı. Bunun üzerine karısı dahil birçok kimseyi çevresinden uzaklaştırmış ve cezalandırmaya karar vermişti. Fakat, her şey için çok geç kalmıştı.”
 “ Saddam,33 yıllık diktatörlüğünde, bir çok karşı ihtilâl, suikast vartası  atlatmıştı. Ancak tarikatın metodu hepsinden farklıydı. Tarikatın müritleri Saddam’ın en yakınında olanlardı. Onun her hareketini, her adımını anbean tarikat şeyhinin oğlu Nehru’ya aktarıyorlar, sonra da bilgiler kuş olup MOSSAD ve CIA istasyonlarına uçuyordu.
Kesnizani Tarikatı, baba Abdülkadir zamanı da dahil Saddam’a bağlılıkta kusur etmiyordu. Kürt, Türkmen, Arap rejim muhaliflerini anında Baas Partisi istasyonlarına bildiriliyordu.”
Güzel Ülkemizi, Bu MOSSAD ve CIA senaryolarından Yüce Allah kurtardı. Oynanan oyunlar çok bizdeki ile benzeştiği için bu bilgileri, siz saygıdeğer okurlarımla paylaşmak istedim. Saygılarımla.
Not: Ahmet Dinç’in, “Babil’de Amerikan Tangosu” Seliş Yay.2004 Kitabından alıntılar yaptım.
Konuya ilgi duyanların bu kitabı okumalarını tavsiye ederim. R.G.

 

{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }