HALKIMIZ DOĞRUYU GÖRDÜ

Öncelikle referandum sürecinde “evet” ya da “hayır” diyerek demokrasiye oylarıyla katkı kolay aziz milletime, tüm hemşerilerimize yürekten teşekkür ederim. Yine referandum sürecine fikirleriyle katkı koyan tüm halkımıza, köşe yazarlarına ve siyasilere teşekkür ederim. Bir özel teşekkür de ileri demokrasi kültürüne geçiş yapılmasına sandıkta verdiği evet oyları ile katkı koyan insanlarımıza gönderiyorum.
Referandum süreci alışılmıştan öte birçok olaya sahne oldu. Meydanlarda, kahvelerde, kıyıda köşede evet ve hayır tartışmaları son derece hararetle yürütülürken liderler meydanlarda birbirine bir hayli yüklendi. Kimi lider de oyunuz hayırlı, sonucu hayırlı olsun diye bağırırken de kendine bile hayrı olmadı, sandıkta oy kullanamadı.
Oy kullanamamak normaldir de, hem hayır diyeceğiz, sandığa bayrama gider gibi gideceğiz derken acemilik olsa gerek sandıktaki yerini bile kontrol edemedi. Polis silmiş derken mahallesinin muhtarı çıktı “defalarca uyardık” dedi. Neyse biz dönelim kendimize, sonuç dedikleri gibi hayırlı oldu.
Sandıktan %58 oranında evet oyu çıktı. Çıktı çıkmasına da esas film bundan sonra koptu. Ben yaşım elverdiğince seçim heyecanlarının hep içerisinde oldum. İyi bildiğim bir şey var ki o da yenilen devenin güreşe doymadığıdır. Boş yere dememişler elbette. Küçük Menderes’te kazananlar ülke genelinde kaybedince kendileri için büyük sıkıntı başladı. Bu buhranı aşmak için illa ki bir bahane üretmek zorunda hissediyorlar kendilerini. Hissetmesine hissetseler iyi de aynı hissiyatı başkalarına kusmak da neyin nesi bilmem ki?
Sosyal paylaşım ağı Facebook’la aslında pek ilgim yok. Vaktim de yok. Ancak toplumdan geri kalmamak adına insanlar ne yer, ne içer, ne yapar, kim çilek ekmiş, kim nerde tarla almış (malum emlak danışmanlığı) bazen girer bakarım. En çok dikkatimi çeken de referandum sonrası sosyal içerikli mesajlar oldu.
Bunların içerisinde en çok dikkatini çeken de “Evet diyen kardeşim, bundan sonra olacaklardan sen sorumlusun” söylemi oldu. Güldüm. Hatta epeyce güldüm. Ağır yenen yemek sonrası içilen sodanın etkisi misali, ağır mağlubiyet sonrası edilen laflar, referandum öncesinin karanlık ithamlarının şekil ve tip değiştirip kat ettiği yol sonunda geldiği nokta gülmekten öte ağlamayı gerektiriyor aslında.
Okuyunca durup düşündüm. “Sen sorumlusun”. Ne oldu dedim acaba, İsrail’le el ele verildi de Filistin mi bombalandı? BOP projesi diye tutturdukları bir türkünün Anadolu’da filmi mi çekiliyor? Kürt devletini kendi elimizle kurdukta Apo’yu İmralı’dan makam aracı ile mi götürdüler?
Baktım internet sitelerine olan biten bir şey yok. Bu saatten sonra 1960 İhtilalinde başlayan ara rejim dönemi sona ermiştir. Kısaca askeri rejim ve rejimin beraberinde getirdiği kurumlar tasfiye edilecektir. Halkımız neyin ne olduğunu GERÇEKTEN görmüş, ihtilal yandaşlarının ortaya attığı söylemlere kulak asmadan oyunu kullanmıştır.
Halk niye hazmedilemez ki? Kendini halkından üstün görenler hazmedemezler de ondan. Kendini halktan üstün gören zihniyeti de halk kendi iradesi ile hiçbir zaman iktidara getirmez. Getirmemiş ve asla getirmeyecektir.
Halk hayır dedi diye aşağılamak, hor görmek, demokrasi istemiyorsun diye bağırmak ne denli insanlık dışı ise, evet oyu vereni “Olacaklardan sen sorumlusun” demek de o denli insanlık dışı bir davranıştır. Yenilginin getirdiği hazımsızlıktır.
Efendim Küçük Menderes Hayır dedi. Diyebilir. .
Küçük Menderes’te yaşayanın aklı fikri yok mu? Ya %40 civarında Evet diyenler ne olacak? Onlar da insan değil mi? Yan yana birlikte yaşamıyorlar mı? Köy kahvesinde hükümet kurar hükümet bozarken birlikte okey oynamıyorlar mı?
Elbette okey de oynuyorlar, camide namaz da kılıyorlar. Onlar birlikte birbirini rencide etmeden yaşamayı öğrenmişler. Birbirlerinden, dostluklarından, hemşerililiklerinden şüpheleri yok. Ta ki işte bazı korku üretmeye baygın insanlar çıkıp da “Türkiye bugün dünden daha geridir”, “Olacaklardan sen sorumlusun” diyene kadar.
Türkiye’nin geri gitmeye falan niyeti yok. Türkiye ileri gitmek için kendisini sıkan eski ayakkabısını çıkarmış, yaşına ve gelişmişliğine yaraşır ayakkabıları giymiştir. Bağırıp çağırıp ortamı germenin alemi yoktur. Ne bölündük ne de bölüneceğiz.
Eskisinden daha iyi ve daha demokratik şartlarda bu güzel topraklarda bu güzel Küçük Menderes’te, Ödemiş’te, Kiraz’da, Tire’de, Gölcük’te, Küçükkömürcü’de, Hakkari’de . .
Aklınıza neresi geliyorsa orada gül gibi yaşayıp gideceğiz.
Gözün aydın Türkiye.
{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }