GÜNDEM

Görür’den İzmir raporu: Bu kadar fay başka şehirde yok!

İzmir’in depremselliği hakkında konuşan Prof. Dr. Naci Görür, “Çeşme’de sahil yerleri sorunlu ama zemin çok kötü değil.

İzmir’de genel olarak zemin iyidir. Fakat faylarla kesilmiş durumda. Kara üzerindeki fayların deniz içerisinde de devamı var. Bu kadar fazla fay hattı başka bir şehirde yok. Bu faylar yavaş olduğu için İzmir’de çok sık deprem olmadığı için biz farkında değiliz” dedi.
Ege Denizi’nde günlerdir süren deprem fırtınası İzmir’de de hissediliyor. Prof. Dr. Naci Görür Youtube kanalı Kafa TV’de çıktığı yayında İzmir’in depremselliğini değerlendirdi.

Görür, İzmir’de minimum 15 aktif fay hattının olduğunu ve Ege’de olan depremlerden İzmir’in etkilendiğini belirtti.

İzmir’de fay hatlarına yönelik çalışmaların yapılmadığını, tekerrür periyotlarının bilinmediğini vurgulayan Prof. Dr. Görür, yerel yönetimlerin ve hükümetin İzmir’in depremselliğine yönelik çalışmalar yapması konusunda uyardı.
“EGE’DEKİ BÜTÜN DEPREMLER İZMİR’İ ETKİLER”
Görür’ün açıklamaları şöyle:
“İzmir’e baktığımız zaman enteresan bir yerimiz. Deprem açısından çok sayıda deprem üreten kaynaklara sahip. Tarihi depremlere bakarsanız, hep İzmir  depremi diye çok sayıda deprem çıkar. 1900 yılından günümüze kadar olan tarihlerde değil de öncesinde ise bunların hepsi İzmir’in mi emin değiliz. Muhtemelen değil. Deprem üreten kaynakların deprem ürettikten sonra sonuçları hep İzmir’e yüklenmiş. Yakında Sisam Adası depremi oldu. 6.8’lik 30 Ekim’de 117 kişinin hayatını kaybettiği bir depreme İzmir depremi dendi. Yanlışlığı göz göre göre İzmir depremi dendi. Bu Yunan adası depremiydi. Tarih boyunca böyle olmuştur. Belki de  çok azı İzmir’e özgü depremdir. Ege’de olan depremlerin tümü İzmir’i etkiler. Kıbrıs-Helen yayında olan Doğu Akdeniz'de olan depremler İzmir’i etkiler. Manisa’da olan deprem İzmir’i etkiler.  Büyük Menderes grabeninde, Gediz grabeninde olan İzmir’i etkiler. Balıkesir’de olan deprem etkiler. İzmir’de depremden söz ederken dikkat etmek lazım ama bundan dolayı da İzmir kendiliğinden depremsellik bakımından öne çıktığı ortada. Demek ki çok kaynaktan etkileniyor. Depreme uğrama olasılığı oldukça fazla.

“BAYRAKLI MINTIKASINDA ZEMİN ÇÜRÜK”
İzmir’in kendi depremlerine yöneldiğimiz zaman İzmir’in hemen doğusunda biraz kuzeydoğu biraz güneydoğusunda iki büyük graben var. Biri Gediz diğeri Büyük Menderes. Her iki tarafı doğu-batı uzanımlı faylarla oluşmuş. Graben dediğimiz her iki yanı faylarla çevrili çukur alan, vadi demektir. Gediz grabeni, bir vadidir, içinden Gediz nehri akar. Ege Denizi’ne döküldüğü zaman bugünkü Bayraklı mıntıkasında delta çökellerini getirdiği malzemeleri oraya biriktirmiştir. O kısımlar depremde en çok etkilenecek zayıf, bir anlamda çürük alanlardır. İzmir Körfezi’ndeki ilçeler ve doğusu etkilenen yerlerdir. Çok yüksek risk taşıyan yerler.  İzmir yarımadası üzerinde olan fay sistemlerinde kimisi doğu-batı uzanımlı kimisi kuzey-güney uzanımlı. Hiçbir kentte olmayacak kadar faylarla çevrili ve bunlar canlı, aktif faylar. Stres biriktirme hareketleri yavaş.
“GÜLBAHÇE FAYI 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÜRETEBİLİR”
Çok uzun dönemde deprem yapacak nitelikte stres biriktiriyorlar. Bunun için sık sık deprem görmüyorsunuz. Gülbahçe Fayında olan depremler 1953,1979,1994’te 5.7 ve 5 büyüklüğünde depremler var. Gülbahçe bu büyüklükte üretecek demek değildir. Gülbahçe Fayının boyuna ve derinliğine bakarsan 7’ye varan depreme bile gidebilir. Bunlar küçük depremler. 24 km uzunluğunda bir fay ciddi bir deprem üretebilir. 7 büyüklüğünde bir mertebeye gelebilir. Seferihisar Fayı, 25 km uzunluğunda ve 2003’te 5.6 deprem üretmiş.

“30 EKİM DEPREMİNDE İZMİR FAYI HAREKETE GEÇMEDİ”
İzmir yarımadası genellikle faylarla kesilmiş durumda. En önemlisi İzmir Fayı. 30 Ekim’deki deprem İzmir Fayı harekete geçmedi. İzmir Fayını takip edersen bu Gediz grabeninin güney kanadındaki ana fay ile birleşir ve bu büyük bir faydır, büyük deprem üretebilir. Bu direkt İzmir’i ortadan kesiyor, Körfez’e giriyor. Üstelik çok yüksek binaların olduğu, zeminin kötü olduğu bir yer. Öyle olunca İzmir’in depremselliği göz ardı edilmemelidir.

“ZAMAN ÖNEMLİ DEĞİL”
İzmir’de bu kadar fazla canlı fayın olması bile bu işe itina edilmesini gerektirir. Yöneticiler ve halk bunu anlamak istemiyor. Deprem her gün olmuyor. Zaman sorulduğu zaman bu işi anlamıyorsunuz demektir. Bilim insanına ne zaman deprem olacak dediğin an anla ki o kurtuluş yolu arıyor. Zaman önemli değil. Ne zaman olursa o zaman insanların ölecek.

“İZMİR’DE CİDDİ ARAŞTIRMALAR YAPILMALI”
Milattan sonra 1039 yılında, 1689 yılında büyük depremler tespit edilmiş. 1900’den sonraki yılları biliyoruz. Öncekileri bilmiyoruz. Bunların da hangi faylar üzerinde olduğu bilinmiyor. Bunlar bilinmeden İzmir’i depreme hazırlayamazsın. İzmir’de ciddi araştırmalar yapılmalıdır

Bir önceki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı bu işi çözmek için doğru olanı yaptı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ndeki bir ekiple anlaştı ve o ekip, aynı zamanda Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Hasan Sözbilir ile çalışmalara başladılar. Her fayın üzerine paleosistematik çalışmalar yaptılar. Hangi depremler hangi fayda olmuş, büyüklüğünü tespit etmek için çalışmalar yaptılar. 1999 Marmara depreminden sonra yapılmaya başlanan çalışmalar İzmir’de yeni yeni başlıyor. O çalışmalar bittiği zaman, aletsel dönemde en son olan depremi görüyoruz.

“BELEDİYE BAŞKANI FAYLARIN ÜSTÜNDE OTURDUĞUNU BİLECEK”
En son deprem ne zamandır bilmiyoruz. İzmir’in depremleri deyince liste veriyorlar ama hangi fayda? 13-15 tane fay var. Her fayda hendek kazılarıyla, paleosistematik araştırmalarla çalışmalar yapıp, o jeolojik dönemde olan fayları tarihlendirip yerlerine koyarsan depremin büyüklüğünü kestirirsen o zaman İzmir’de önlem alabilirsin.

Bir yönetici seçtiğimiz zaman belediye başkanın ilk düşünmesi gereken şey, ben yol yapmayı, asfalt dökmeyi, çocuklara süt dağıtmaya karışmıyorum ayrı bir konu. İnsanlar ölmesin, nesillerimiz devam etsin, hayat memat meselesinde, beka meselesinde İzmir’in belediye başkanı deprem tehlikesi benim kentime nereden geliyor dediği  zaman depremin üstünde oturduğunu, fayların üstünde oturduğunu bilecek.

Minimum 15 tane fay  var. Ne zaman deprem üreteceği bilinmiyor çünkü çalışmamız yok. Kesin deprem üretir. Deprem gelir, üzerimize düşeni yaparız mantığı var. Halbuki belediye başkanı, bu faylar nerededir, ne büyüklüktedir, çalışırlarsa ne büyüklükte deprem üretirler, bu depremi üretirlerse kentim nasıl zarar görür? Altyapım, halkım, yapı stokum, ekosistem ve çevrem, ekonomim nasıl zarar görür? Ona göre önlem alınır. Bu anlayış daha gelmedi.
“İZMİR YARIMADASININ TÜMÜ FAYLARLA KESİLMİŞ”
İzmir yarımadasının tümü faylarla kesilmiş. Tamamen fay ağının üzerinde İzmir. Üzerinde bina olan fay hatları olabilir, hiç şaşırtmaz. Doğu-batı, kuzey-güney yönlü bir fay örgüsünün üzerine İzmir gelişiyor, büyüyor. Bu fay düzleminin üzerinde de büyür, yakınında da. Doğrultu atımlı bir fay deprem ürettiği zaman kendi alanındaki 100 km’lik bir alana etki ediyor. Direkt fayların etkisi içerisinde. Erzincan’da 7 ve üzeri deprem olmuşsa 1939’un üzerine artı 250’yi koy. Bir daha böyle bir büyük depremi bu zamanda bekliyorum diyebiliriz. Kabaca böyle tarif edebiliriz. İzmir’deki bu fayların ne zaman deprem üreteceğini bilmiyoruz.”

“BÖYLE BİR ÇAĞDA BUNLARI BİLMEMEK NE DEMEK”
İzmir milletvekillerini toplasak bunu sorsak bilirler mi sorusu üzerine yanıt veren Prof. Dr. Naci Görür şunları söyledi:

Hiç zannetmiyorum. Hangi fayın ne zaman kırılacağını bilmiyoruz ama bu bilinebilir. Uydu sistemi çalışmalarıyla, yeryüzü çalışmalarıyla bugün bu mümkün. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ya da hükümet yetkilisi İzmir’deki her fayı A’dan Z’ye kadar araştırıp bilmezse milyonlarca insanın can güvenliği tehlikede demektir. Böyle bir çağda böyle bir tehlike varsa sen de bunların üzerinde oturuyorsan bunları bilmemek ne demek? Böyle bir gaflet olabilir mi? Erdin Bozkurt diğer arkadaşları görevlendirdi, gece gündüz çalışıyorlar. Her fayın tekerrür periyodu ortaya çıkacak.

Bir fay stres üretiyorsa ve orada sürtünme varsa, kilitliyse o fay tehlikeli, deprem üretecek, tekerrür periyodu boyunca üretecek. Hiç deprem üretmez demek değil, stres biriktiğini gösteren, zaman zaman daha küçük depremler üreterek hareketli ve canlı olduğunu ima eden faylar vardır.
Marmara Denizi, en güzel örneği. Kumburgaz fay sistemi kilitli. Minimum 7.3 deprem olacak. Geçtiğimiz senelerde 4,5 büyüklüğünde depremler oldu. Kırılacak 7 üzeri deprem olacak. Stresi biriktiği zaman o fay kuşağı içerisinde zayıf yerler, kayan yerler oluyor, bir anlamda hava kaçırıyor gibi, belli yerlerden kaçırmalar oluyor, öyle algılamak lazım. Bu hangi faydır, tekerrür periyodu ve deprem üretme kapasitesi nedir bunlar bilinebilir.

Ne dersek tam realiteden uzak olacaktır. Resmi görüyoruz, elimizde ayrıntı bilgi yok. Bu ülkenin sorunu bu.”

“BU KADAR FAZLA FAY HATTI BAŞKA ŞEHİRDE YOK”
Çeşme’nin depremselliği üzerine konuşan Görür, “Vadi hariç, dere içleri hariç jeolojik olarak zemin çok kötü değil. Körfez hariç. İzmir fayının, Bayraklı kesiminin bulunduğu yerler, deniz kumu veya alüvyon olan deniz kıyılarında zemin iyi değil. Yarımadanın kendisi jeolojik ve zemin olarak sağlam yerler. Çeşme’de sahil yerleri sorunlu ama zemin çok kötü değil. İzmir’de genel olarak zemin iyidir. Fakat faylarla kesilmiş durumda. Kara üzerindeki fayların deniz içerisinde de devamı var.

Bu kadar fazla fay hattı başka bir şehirde yok. Bu faylar yavaş olduğu için İzmir’de çok sık deprem olmadığı için biz farkında değiliz” dedi.
 

{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }