ÖDEMİŞ

CHP, ADD ,ÇYDD VE ÖDEMİŞ EĞİTİM İŞ SENDİKASI ATATÜRK ANITINA ÇELENK BIRAKTI

YEREL GÜÇ/ BURCU TUNÇ

Çelenk koyma törenine Cumhuriyet Halk Partisi Ödemiş İlçe Başkanı Bülent Eker ve yönetimi, Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan, Belediye başkan yardımcıları, CHP’ liler, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ödemiş Şubesi başkanı ve üyeleri ve ADD Ödemiş şubesi başkanı ve üyeleri eğitim iş sendikası başkanı ve üyleri  katıldılar.
Tören CHP ilçe başkanı Bülent Eker ve yönetiminin Atatürk anıtına çelenk sunmasıyla başladı. Daha sonra ADD,ÇYDD ve Eğitim İş Sendikası sırasıyla çelenk sunumuna devam ettiler. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından tören’in açılış konuşmasını CHP İlçe yönetim kurulu üyesi İsmail Semih Şanay yaptı. 

MİLLET EGEMENLİĞİNİN SEMBOLÜ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİMİZİN KURULUŞUNUN 104. YILI HEPİMİZE KUTLU OLSUN

Şanay konuşmasında “Kurtarıcı ve Kurucu Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basmasıyla başlayan Kurtuluş Savaşı Destanımızın ana dayanağı "Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur" ilkesidir. 23 Nisan 1920'de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi ile bu ilke Cumhuriyetimizin temelini oluşturmuştur. Millet egemenliğinin sembolü Türkiye Büyük Millet Meclisimizin kuruluşunun 104. yılı hepimize kutlu olsun. 
Türk Milleti'nin çelikleşmiş iradesiyle vatan topraklarının düşman çizmelerinden kurtarılmasına öncülük yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi, "Gazi Meclis" unvanıyla da dünyadaki ender örneklerden birisini teşkil etmiştir. Milletin bağrından kopup gelen irade tıpkı Atatürk'ün de ifade ettiği gibi azim ve kararlılığı sayesinde bizlere özgür bir yurt ve onurlu bir gelecek miras bırakmıştır. Dün olduğu gibi bugün de, Cumhuriyetin ve devletin temsilcisi ve sahibi Türk Milletidir... Hiçbir güç, hiçbir karar ve hiçbir iradenin bunu değiştirmeye gücü yetmemiştir, bundan sonra da yetmeyecektir. 
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ruhu, Çanakkale ruhudur, Ödemiş'in Hacı İlyas tepelerinde düşmana ilk kurşunu sıkan Kuvayı Milliye efelerinin ruhudur. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ruhu, ateş ve kanla kazanılan bağımsızlığın, demokrasinin, insan haklarının, hukukun ve kardeşliğin, birlikteliğin ruhudur. Bağımsızlığımızdan, özgürlüğümüzden, millet egemenliğinden ve demokrasimizden bir adım dahi geri atmamız düşünülemez. 
İkinci yüzyılına kavuştuğumuz Cumhuriyet tarihimiz boyunca yaşananlar göstermiştir ki hiçbir güç, hiçbir karar ve hiçbir iradenin bunu değiştirmeye gücü yetmemiştir, bundan sonra da yetmeyecektir! Dün olduğu gibi bugün de, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve O'nun kurucu ilkeleri olan Atatürk ilke ve devrimlerinin sahibi ve koruyucusu Türk Milletidir“dedi. 

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ OLARAK DİYORUZ Kİ BU DURUMDAN KURTULMANIN YOLU YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ’DİR

Daha sonra söz alan ADD Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül Ziyan ise     “23 Nisan 1920  Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde dünyanın en meşru, en haklı, en kutsal savaşlarından biri olan İstiklal Savaşı’nı zaferle sonuçlandıran ,Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı gündür. 23 Nisan 1920 Türk milletinin yazgısını eline aldığı ve egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu gündür. Büyük Önder Atatürk ‘Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur. Hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da milli egemenliktir. Yalnız bir makam vardır o da milletin kalbi ,vicdanı ve mevcudiyetidir’  sözleriyle bizleri uyarıyor ve yol gösteriyor. Cumhuriyetimizi ve istikbalimizi bizlere emanet eden Atatürk 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten beş yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir. 1979 yılından itibaren de başka ülkelerin çocukların katılımı ile birlikte kutlamaktayız. Dünyada çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı dünya çocukları ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir .23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı milletimizin yüreğindeki bağımsızlık aşkının sarsılmaz ifadesidir. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu bayram her birimize sorumluluklar yüklemektedir. Türkiye Cumhuriyetine, Cumhuriyet değerlerine, devrimlere sahip çıkmak ,geliştirmek, ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmak hepimizin görevidir. Bilim ve teknolojide, sanat ve kültürde ileri gitmemiz için okumalıyız, araştırmalıyız ve çok çalışmalıyız. Çağımız bilgi çağı. Kendimizi bilgi ile donatmalıyız. Üretmeliyiz ,ülkemizi kalkındırmalıyız. 23 Nisan’da birlik ve beraberliğimizi güçlendirmeliyiz. Tasa da ve kıvanç da bir olmalıyız. Bu cennet vatanı canıyla kanıyla  bizlere emanet eden atalarımıza layık olmalıyız. Büyük Önder Atatürk ‘Çocuklar geleceğimizin güvencesi yaşam sevincimizdir. Bugünün çocuğunu yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir’ der. Türkiye’yi çağdaş ,demokratik ,laik, bilgi çağını yakalamış, mutlu ve güvenli bir ülke olarak gelecek kuşaklara bırakmak en önemli sorumluluğumuzdur. Acaba bugüne kadar biz de üzerimize düşen bu sorumluluklarımızı yerine getirebildik mi ? Çocuklarımıza istenildiği gibi bir gelecek istenildiği gibi dünya kurabildik mi ? Çocuklarımız ağır ekonomik koşullar altında çocukluklarını doyasıya yaşayamadan harcanıp gitmektedirler. Çocuk yaşta gelin olmaktalar, bazen suçun bir parçası ,bazen de şiddete maruz kalmaktadırlar. En vahim  olan da ülkemizin her tarafını örümcek ağı gibi saran tarikat, cemaat ve vakıfların ağına  çocukların düşmesidir. Bilimsel eğitimden uzaklaştıkça bu sorunlar yumağı artarak devam edecektir.  Atatürkçü Düşünce Derneği olarak diyoruz ki bu durumdan kurtulmanın yolu yeniden Atatürk Cumhuriyeti’dir. Hayatın her alanında üretmektir. Milli değerlerimize sahip çıkarak Atatürk’ün ilke ve devrimleri uygulamaktır. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın sevincini bizlere yaşatan Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü, birinci TBMM’nin kahraman üyelerini ,şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve şükranla anıyor 23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramınızı kutluyor, saygılarımızı sunuyoruz    “ dedi.

ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ OLARAK BİZLERDE BUGÜN BİR ASIRDIR KURDUĞUMUZ CUMHURİYETİMİZİN VE DEĞERLERİNİN IŞIĞINDA GELECEĞE UMUTLA BAKARAK ÇOCUKLARIMIZIN HAYALLERİNE ORTAK OLUYORUZ

ÇYDD Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Batuhan İsmet Durna ise    “Ulusal egemenliğimizin 104. Yılı kutlu olsun! Büyük Önderimiz Atatürk'ün belirttiği gibi özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin dayanağı ulusal egemenliğimiz ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Türk Ulusu, 104 yıl önce seçtiği yöneticiler aracılığı ile yönetilmeye başladı, TBMM'nin açılışı ile egemenlik, padişah ve saltanat soyundan halka geçmiş oldu. Türk ulusunu, ulusal bağımsızlık düşüncesiyle yeniden ayağa kaldıran ve kurtuluş mücadelesine yön veren Atatürk; 16 Mart 1920 tarihinde İstanbullu işgal altına alan İtilaf Devletleri'ne karşı devletin geleceğini şekillendirecek bir karar verdi ve 19 Mart 1920'de yayımlanan genelgeyle Anadolu'nun kalbi Ankara'da "olağanüstü yetkili bir Meclis'in 23 Nisan 1920 tarihinde, Ankara'da gerçekleşen törenle ulusal mücadelenin meşruluk kaynağı Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı ve 624 yıllık Osmanlı saltanatı sona erdirilerek egemenlik halk adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verildi. "Türk ulusunu tam bağımsızlığa ulaştırma" sorumluluğunu omuzlarında taşıyan meclisimiz ile birlikte 23 Nisan 1920'de Türk halkı egemenliğini ilân etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi, umut ateşinin yandığı ve Türk ulusunun kalbinin attığı yer; dünyada bir ulusun kurtuluş savaşını yöneten ilk meclistir. Meclisimiz, saltanata ve düşman işgaline karşı direnişin merkezi, ulusal gücün ve cesaretin simgesidir. Ulus iradesi ve azmiyle birlikte sürdürülen bağımsızlık mücadelesinde ülkemizi ulusal egemenliğe çıkartan, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran ve bu yolculukta yaptığı devrimler ile laik ve demokratik toplum düzenini sağlayan Büyük Atatürk'e bağlılığımızı ve minnetimizi yineliyoruz. Kurtuluş Savaşı'nda hak, özgürlük ve bağımsızlığımız için canları pahasına savaşan kahraman komutanlarınızı, gazilerimizi ve tüm şehitlerimizi de saygıyla anıyoruz. Bir asırlık Cumhuriyetimizin getirdiği; hak, özgürlük ve yenilikler olmak üzere tüm hak ve özgürlüklerimizi onlara borçluyuz.  Ulusal egemenliğimizin ilan edildiği bu özel günü, 23 Nisan 1929 tarihinde tüm dünya çocuklarına bayram olarak armağan eden Atatürk, kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğini her zaman çocukların gözlerinde görmüştür. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği olarak bizlerde bugün bir asırdır kurduğumuz Cumhuriyetimizin ve değerlerinin ışığında geleceğe umutla bakarak çocuklarımızın hayallerine ortak oluyoruz. Çok iyi biliyoruz ki içimizde umut’u yetiştiren ve geleceğe umut yetiştiren de her zaman çocuklarımız olacaktır. Egemenliğin kayıtsız şartsız sahibi olan Türk ulusunun desteği ile laik demokratik ve çağdaş bir Türkiye cumhuriyeti için geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımızın laik ve bilimsel eğitim hakkının savunucusu olmaya devam edeceğiz“dedi.

   BÜYÜK ÖNDERİMİZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN “VATANI KORUMAK ÇOCUKLARI KORUMAKLA BAŞLAR” SÖZLERİ IŞIĞINDA, TÜM ÇOCUKLARIMIZIN EĞİTİM VE SAĞLIK HAKKINDAN EŞİT KOŞULLARDA YARARLANDIĞI, HER TÜRLÜ İSTİSMAR VE BASKIDAN UZAK GELİŞİMLERİNİ SAĞLAYABİLDİKLERİ BİR ÜLKE HEPİMİZİN ORTAK ÖZLEMİ OLMALIDIR

Törenin son konuşmasını yapan Eğitim İş Sendikası İlçe Başkanı Mehmet Appak şunları söyledi.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir! 23 Nisan’da çocuklarımızın yaşadığı sorunlara kalıcı çözümler üretelim. Bugün, bu toprakların insanlarının tebaa olmaktan ulus olmaya geçtiğinin tescillenmesinin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Meclisinin kurulmasının 104. yılıdır. Bugün, dünyada çocuklara bayram adamış tek ulus olmanın kıvancını yaşamanın günüdür.Ulusun onurunu ve özgürlüğünü korumak için Büyük Önder Atatürk'ün Anadolu'da yaktığı bağımsızlık ışığı, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla tüm yurdu aydınlatmıştır. Atatürk’ün önderliğinde bir yandan Kurtuluş Savaşı’nı yürütürken, öte yandan Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, devrimlerin gerçekleştirilmesinde yaşamsal rol üstlenen Türkiye Büyük Millet Meclisi, ulusal egemenliğin vücut bulduğu, demokratik rejimimizin temel kurumu olmuştur.  Ancak, çağdaş demokrasilerde rejimin temelini oluşturan yasama-yürütme-yargıdan oluşan kuvvetler ayrılığı ilkesi, AKP iktidarı döneminde yok edilmiştir. TBMM büyük yara almıştır. Milletin egemenliğinin üssü olan TBMM sembolikleştirilmiş, ülke KHK’larla yönetilir hale gelmiştir. AKP iktidarları süresince Cumhuriyet’in, eğitimden kültüre, sosyal ve demokratik haklardan adalete kadar tüm kazanımları sistematik biçimde geriletilmiştir.
Atatürk'ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı gün olan 23 Nisan'ı, bayram olarak armağan ettiği çocuklarımızın korunması konusunda da siyasi iktidar üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemektedir. Çocuklarımız çağdaş, bilimsel, laik, kamusal eğitim alamamaktadır. Çocuk işçi sayısı, her geçen gün artmakta, hatta meslek okulları, MESEM’ler, kayıtdışı istihdama göz yumma politikaları vesilesiyle çocuk işçilik sıradanlaştırılmaktadır. Çocuklarımız, barınmadan sağlığa kadar birçok temel hakkına erişmekten uzaktır.
 Okul çağında olmasına rağmen, sokaklarda, tarlada, fabrikada çalıştırılan, şiddetin, istismarın, zorla ve erken yaşta evliliklerin kurbanları olan milyonlarca çocuk bulunmaktadır.Resmi istatistik kurumu TÜİK’in verilerine göre 2022’de 720 bin kız çocuğunun okuldan ayrıldığı görülmektedir.  Yine TÜİK verilerine göre, 2022 yılında 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuklarının sayısı 23 bin 906'dır.Çalışma hayatında 2 milyona yakın çocuk işçi bulunmakta ve çocuk işçilerin yaklaşık yüzde 80’i kayıt dışı çalıştırılmaktadır. 2013-2023 yılları döneminde en az 671 çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirmiştir.  Okullaşma oranlarındaki yetersizlik çözülememiş bir sorun olarak ortada durmaktadır. İstatistiklere göre, ilkokul ve ortaokulda okullaşma oranlarında çok ciddi bir düşüş yaşanmıştır. 2013-2014 eğitim öğretim yılında okullaşma oranı ilkokullarda yüzde 99.57 iken, 2022-2023 eğitim öğretim yılında bu oran yüzde 93,85’e düşmüştür. 2013-2014 eğitim öğretim yılında yüzde 99.61 olarak gerçekleşen kız çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 93,82’ye gerilemiştir. Bu rakamlar, çocukların eğitim hakkından mahrum bırakıldığını ortaya koymaktadır.Çocuk istismarı, çocuklara yönelik cinsel saldırı suçları, ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyenlerin aksine yaygın ve sistematik olarak işlenmektedir.Yaşanan bu insanlık dışı suçları ise; 6 yaşındaki kız çocuğuyla evlenilebileceği, babanın öz kızına şehvet duymasının günah olmadığı konusunda fetva verenlerin, karma eğitimi tahrik edici bulan ve yasaklamaya kalkanların siyasi iktidar tarafından korunup kollanmasının, Karaman örneğinde olduğu gibi ülkede yaşanan cinsel istismarların üzerinin örtülmeye çalışılmasının bir sonucu olarak görmekteyiz. Devlet, çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmekle sorumludur. Ülkeyi yönetenler, çocukların korunmasına ilişkin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemektedir. Çocuklar taciz ve tecavüze karşı korunmasız bırakılmakta, çocuklar mağdur edilirken tecavüzcüler ise özgür bırakılmaktadır. Çocuk haklarına yönelik olarak ortaya çıkan tablo ülkemizde çocuk haklarının sadece kağıt üzerinde kaldığını göstermektedir.
         Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar” sözleri ışığında, tüm çocuklarımızın eğitim ve sağlık hakkından eşit koşullarda yararlandığı, her türlü istismar ve baskıdan uzak gelişimlerini sağlayabildikleri bir ülke hepimizin ortak özlemi olmalıdır.
Bu duygular ve düşüncelerle yaşanan olumsuzluklara rağmen, aydınlık geleceğimizin güneşi ve güvencesi çocuklarımız başta olmak üzere, tüm ulusumuzun 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz.
 

{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }