“Sayın A.Göktürk,
Yanılmıyorsam 13.03.2012 tarihli Yerel Güç Gazetesi’nde yayımlanan köşe yazınızda 4+4+4 sistemine karşı, tüm sendikalara eşit mesafede ve onları aynı kefede gören bir bakış açısıyla yazdığınız yazıya ilişkin dosyalarımızı ekte gönderiyoruz.
Eğitim sen web sayfası e-kütüphane bölümünden sendikamızın düzenlediği DEMOKRATİK EĞİTİM KURULTAY dosyalarına da ulaşabilirsiniz. Kurultay raporlarımız genişliği sizi şaşırtabilir. Demek ki Türkiye'deki bir sendikanın hem de eğitim iş kolunda faaliyet gösteren bir sendikanın böyle çalışmaları varmış diye de şaşırabilirsiniz.
Yazınızda sendikalara yönelttiğiniz eleştirilerden biriside siyasete merdiven olmamız. Diğer sendikaları bilemeyeceğim ama bizim öyle bir derdimiz yok. Aksine şu an 32 yöneticimiz sendikal faaliyetlerinden dolayı tutuklu. Genel merkez ve şube yöneticilerimizin hakkındaki davaların sayısını biz bile bilemiyoruz. Çünkü binlerle ifade ediliyor. Davaların hepsi de sendikal faaliyetlerden dolayıdır.
Umut ediyorum ki bir daha ki yazınızda 4+4+4 ile ilgili görüşlerimize yer verir, sendikalara genel bakış açınızı daha objektif kriterlere göre kaleme alırsınız. Sizler yerel gazetecilik yapıyorsunuz. Bizler de yerelde sendikal faaliyet yürütüyoruz. O anlamda yazılarınızı kaleme almadan önce fikirlerimizi sorup öğrenebilirsiniz. Bizler ulaşılamayacak insanlar değiliz. Her gün okullardayız, sokaklardayız, insanların içindeyiz.
Konuya duyduğunuz duyarlılıktan dolayı teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.”
Tayfun BENGİ
Eğitim Sen Ödemiş Temsilcisi
***
Öncelikle duyarlılığınıza teşekkürler. Bilinmelidir ki, bu sütunda her yazı mutlaka yayınlanır. Yazılardaki fikri olgunluk da okuyucuya bırakılır.
Yazınızı ve sitenizdeki değerlendirmelerinizi defalarca okudum. “4+4+4” diye adlandırılan sistem ile ilgili endişelerinizin büyük bir kısmına da aynen katılıyorum. Seve seve altlarına imza atarım. Böyle biline…
Ancak; ”siyasete merdiven olmak” konusunda direkt bir eğitim sendikası hedef gösterilmiş değildi. Bu alınganlığınızı doğrusu anlayamadım!..
Davalı olan sendika yöneticilerinizin bir kısmının hangi davalarla ya da suçlamalarla karşı karşıya kaldığı da malumumdur.
Yazımı kaleme almadan önce sizin ifadenizle “görüşlerimize yer verir, sendikalara genel bakış açınızı daha objektif kriterlere göre kaleme alırsınız.” cümlesine baktığımda da tarafımın subjektif olduğu yargısına nasıl ulaştınız bilemedim…
8 yıllık kesintisiz eğitimin devamından yana mısınız, yoksa eğitimin içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulmak için yeni bir sistem teklifiniz var mı, ben onu merak ettim. Onun cevabını aradım durdum…
Galiba somut bir öneri ile karşılaşmadım. Karşı çıkmak yetmez gibime geliyor. Mutlaka bir çare bulmak, var olan kaostan kurtarmak gerekiyor eğitim sistemini.
“12 Yıllık Kesintili Eğitim Pedagojik Değil, İdeolojik Amaçlarla Gündeme Getirilmiştir!
Zorunlu eğitimin kademelendirilmesi ile örgün eğitim yaşı fiilen 4 yıla inmektedir.
Okulöncesi eğitimin kapsam dışında olması kabul edilemez.”
Bazı başlıklar ve gerekçeler doğru. Hatta bir eğitim sendikası sitesinden aldığım “On binlerce sınıf öğretmenini norma kadro fazlası yapacak 4+4+4 sistemine hayır” şeklindeki slogana da aynen katılıyorum. Hatta o sendika “1+5+3+4” şeklinde bir kesintili eğitim sistemin yararlı olabileceğini de dillendiriyor. Tıpkı, CHP’nin “1+8+4” düşüncesinde olduğu gibi…
Ama, çare!.. Çare nedir? Nasıl bir eğitim sistemi istiyoruz? Dayatılmak istenen ve sıkıntıları da beraberinde getireceği endişesi fazlaca olan “4+4+4” ‘e karşı ne öneriyoruz?
…
Sonuç olarak şunu diyebilirim ki; cevabınız ve cesaretiniz için sizi kutlarım. Gerek sütunum ve gerekse Yerel Güç Gazetesi dün olduğu gibi bugün ve yarın da hem sizin hem de diğer sendikaların; siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, eğitimcilerin ve uzmanların, değerlendirmelerine, bakış açılarına, öneri ve eleştirilerine her zaman açıktır.
Çalışmalarınızda başarılar dilerken selam ve saygılarımı da sunarım.