ARKADAŞLARIMIZI İYİ TANIYALIM

Naklederler ki bir Aslan, ormanlıkta yaşıyordu. Onun kurt, karga ve çakaldan ibaret üç arkadaşı vardı. Bunlar, aslanın avlandığı hayvanların artıklarıyla besleniyorlardı. Kurt yaşlandığı için avlanamadığından aslanın yanına sığınmıştı. Çakal yaşlı olmadığı halde aslanın artıklarıyla beslenmek işine geliyordu. Karga da çakaldan farksızdı.
   Bir gün oralardan bir deve sürüsü geçti. Aslan sürüye saldırmadı. Develerden biri sürüden ve çobanlardan kurtulmak için yandaki çalılıklara daldı. Oralarda gezinirken aslanla karşılaştı. “Nerden geliyorsun?” diye sordu aslan. “Sürüden kaçtım” dedi deve. “Peki, ne istiyorsun?” diye sordu aslan. “Güvenceniz altında yaşamak istiyorum.” dedi deve. “O halde bizimle beraber kal, istediğin bereketi ve güvenceyi bizim aramızda bulabilirsin.” Böylece, deve de onlara katıldı ve bir süre birlikte yaşadılar.
 Bir gün aslan av aramak için yola çıktığında büyük bir fil ile karşılaştı. Onunla şiddetli bir şekilde dövüştü. Kan revan içinde kalmış bir şekilde, fil’in elinden zor kurtuldu. Yaraları o kadar çok kanıyordu ki, geriye dönüp avlanacak hali kalmamıştı. Olduğu yere doğru yığılıverdi. Deveden başka kurt, çakal ve karga da açtılar ama hazıra alışık oldukları için karınlarını doyurmak için aslanın iyileşip av getirmesini bekliyorlardı. Aslan onların haline bakıp: “Açlıktan hepiniz çok hırpalandınız, neredeyse kaburgalarınız çıktı, diye söylenince “Biz kendimizi düşünmüyoruz, fakat siz efendimizi böyle perişan, aç ve çaresiz halde gördükçe üzülüyoruz. Keşke sizin karnınızı doyurabilmek için bir şey yapabilsek.” “Sizin iyi niyetinizden hiç şüphe etmiyorum, o halde sağa sola dağılınız, belki bir av bulursunuz, hem size hem de kendime ayırırım ondan” diye yanıt verdi Aslan.
 Üç arkadaş (kurt, karga ve çakal) aslanın bu isteğini ister istemez kabul ettikten sonra aslanın yanından ayrılarak bir köşeye çekilmişler ve aralarında şöyle konuşmuşlar:  “Bizim şu ot yiyici deve ile ne ilgimiz var, o ki huyu huyumuza, kafası kafamıza benzemez. O halde aslana allayıp pullayıp kabul ettirsek de onu yese, bize de etinden yedirse.” Çakal: “Bu, aslana söyleyemeyeceğimiz bir şeydir, çünkü devenin burada güvenliğini sağlayacağına dair söz vermiş” dedi. Karga: “Ben sizi kurtarırım.” dedi. Doğru aslan’ın huzuruna girdi. “Şu deve, aramızda dolaşan ot yiyici; ne bir faydası var bize, ne bir iyilik getirdiği ne de işe yarar bir çalışması. Aslan bu sözleri işitince öfkelenir fakat cevap vermeyerek susar. Karga aslan’ın bu susuşunu söylediklerinin kabulü olarak değerlendirdiği için hemen Aslanın yanından ayrılıp kendi aralarında bu işi nasıl yapacaklarını kararlaştırırlar…
Bizi yaratan, kendisine kulluk yapmamızı bildiren Rabbimiz; islama göre kimi arkadaş edinip-edinmeyeceğimizi de kitabımız olan Kur’an-ı Kerimde bildirmektedir. Müminleri bırakıp kâfirleri arkadaş edinmeyin, Allah’ın aleyhinize apaçık ferman vermesini mi istersiniz?” (Nisâ 144) Düşüncesi ne olursa olsun, İslâm’dan uzak olan her arkadaş bizi yanlışa sevk eder. Müminlerin dostları ancak müminlerdir. “Sen onların dinine, hayat tarzlarına uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar (veya islamdan başka herhangi bir fikir sahibi) senden aslâ razı olmaz” (Bakara 120). Peygamberlerin yaşantılarıyla, anlatılan kıssalarda bizler için güzel örnekler; ayeti kerimelerde anlatılmaktadır.
İnsan için mü’min ve müslüman’dan başka gerçek dost, arkadaş yoktur. Günlük yaşantımızda karşımıza çeşitli arkadaşlar çıkabilir. Bu kişiler Müslüman görünse de Allahın ayetlerine aykırı yaşıyorlarsa, dikkatli olmamız gerekir. Arkadaşını söyle, söyleyeyim sana kim olduğunu diyen büyüklerimiz bizleri uyarmışlardır. Müslümanların, bugünkü durumdan daha İslami bir ortama gelmeleri, arkadaş ve dostlarını iyi bilmeleri ile mümkündür. Çünkü insanları zulmetten, nefsani esaretten ve karanlıklardan, islamın aydınlığına çıkaran en mükemmel arkadaş; gerçek dost, iyi müslümandır.
Müslüman olmanın şerefini taşıyan ve bunu tüm varlığıyla hisseden bir şahsiyet, zillet hayatını kendisine ilke edinen inanmayanlara benzeyemez. Müminleri bırakıp ta inançsızları dost edinemez. Dostumuz; Allah, Resülü ve mü’minlerdir.
Bu vesileyle kardeşlerimi dost, arkadaş konusunda hassas olmaya davet ediyor, Kur’an ve Sünnet ölçülerinde mü’min olmanın gereğine davet ediyorum.
 
izzetozturk63@gmail.com
{ "vars": { "account": "G-Z2YJHG8WBW" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }