Buna karşın tabanın ve siyasetin belli çevrelerinden tepkiler gelmiş olsa da, kanaatimce Bahçeli’ye ve Cumhur İttifakına yönelik önemli destek oluşmuş görünüyor. Sonraki süreçte partisinin grup toplantılarında da benzer açıklamaları yapan Bahçeli, bu konuda karışık olan zihinlerdeki bulanıklığı giderip Türkiye’yi yeni bir sürece, yeni bir döneme yönlendirdi. Aslında bakılırsa çözüme yönelik bu adımın atılmasında geç kalındığını söylemek de mümkün. Her iki taraftan da onlarca, yüzlerce gencin hayatını kaybettiği zeminde Abdullah Öcalan’ın İmralı’da olmasının kime ne faydası var ki? Kürt Halkı’nın anadilde eğitim istemesi hangi sebeple kabul edilmedi, hangi hakla karşı çıkıldı?20 milyondan fazla nüfusa sahip olan Kürtlere, uzun yıllar boyunca kendi dillerini kullandıklarında niçin itici gözler ve duygularla yaklaşıldı. Bu yaşananların Cumhuriyet’in kuruluşundan hemen önce Kürtlere verilen sözlerin tutulmamasından kaynaklandığı niçin görülmedi ya da görülmemesi istendi…
Osmanlı bakiyesi olan Türkiye cumhuriyeti, bir çok etnik kimliği aynı potada eritebilecek politikayı niçin geliştirmedi, geliştirmek istemedi? Yoksa bu yaşananlar Anadolu topraklarında gözü olanların sinsi emellerine mi hizmet ediyordu. Bu konuda benzer şeyler uzun uzadıya anlatılabilir. Bu mesele özelinde, sorun ve sorunsalların çözümü noktasında sorunun kaynağına inmek yerine yapılan yüzeysel analizler ve geçici çözümler ancak belli bir süre işe yarayabildi. Fakat belli bir süre sonra sıkışan ve bastırılan duygular tekrar açığa çıkarak hareket alanı buldu ve bu da topluma acı, kin, nefret, kutuplaşma olarak geri döndü.
DEM’li Milletvekillerinin Öcalan Görüşmesi
Geçtiğimiz hafta içinde yine Devlet Bahçeli’nin
teklifi ile Dem Parti milletvekillerinden Sırrı Süreyya Önder Ve Pervin Buldan İmralı Adası’nda Abdullah Öcalan ile görüştü. Görüşme sonrası Abdullah Öcalan’ın sürece yönelik açıklaması şöyle oldu:
-“Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır.
- Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki, dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir.
Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.
- Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım.
- Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır.
- Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir."
Söz konusu görüşme sonrası yapılan açıklamalar bu yönde olurken, hükümete yakın olmasıyla bilinen Rasim Ozan Kütahyalı’nın; Öcalan’ın 2025 yılında çıkacağı, hattâ evinin dahi hazır olduğu yönündeki açıklamaları sürecin planlanmış olduğunu gösteriyor. Konuya ilişkin bir önceki yazımızda belirttiğimiz gibi şu andan itibaren yapmamız gereken bütün söylem, eylem ve duruşumuzla çözümün sekteye uğramaması için çaba göstermek olacaktır. Allah azze ve celle, bu millete bir daha Türk-Kürt kavgası yaşatmasın.
İnsana, insan olduğu için değer verilmeli anlayışının Türk ve Kürt Halklarının şiarı olması temennisiyle yeni yılınızı kutlarım.
Saygı, sevgi ve hürmetlerimle…