Soma maden faciasının yüreğimizde bıraktığı derin yaranın acısı bile geçmeden, yeni bir maden kazası ile sarsıldık.
Halbuki, maden kazlarını önleyecek Torba Yasa çıkarılalı ne kadar oldu ki? Güzelim Ülkem ve insanı bir daha maden kazaları yaşanmasın diye TBMM. çok uzun süre bunun için çalışmıştı. Hükümetin gösterdiği bunca hassasiyete rağmen bir maden kazasıyla daha karşılaştık.
Hiç şaşırmamalıyız aslında, burası Türkiye…Zihniyet değişikliği ve kanımıza kadar işlemiş umursamazlık olduğu sürece; İş kazaları, maden kazaları, meslek hastalıkları, trafik kazaları, acılar ve ölümler ne yazık ki, peşimizi bırakmayacak.
Çünkü biz; maden işçisini ölümlerden kurtaracağız diye, milleti kandırıp, devlete borç takan, vergisini ödemeyen yüzsüzleri hacizlerden kurtardık. Başımıza bugün gelen yeni facialar ve devamlı yüreğimizin dağlanması bu yüzden.
Sözde duyarlı bir milletiz ya! Soma maden kazasının hemen ardından, madencilerin çalışma şartlarını ve mali imkânlarını iyileştirecek, maden kazalarını sözde önleyecek bir düzenlemeyi hazırlayıverdik. Zaten ülkenin Yürütme ve Yasama gücü böyle bir dönemde hassasiyet göstermeyecekti de, ne zaman gösterecekti. Yasayı bir çırpıda Meclis'e sunup, Plân Bütçe Komisyonu'na havale ettik.
Sorunları kökünden çözecek bir maden yasamız olacağını düşünüyorduk ki, karşımıza torba çıkardılar. Ülkemizi yönetenler, madenci ölümlerinin önlenmesiyle ayni düzeyde hassasiyet gerektiren daha bir sürü acil sorun tesbit etmiş olmalı ki; maden kanunun maddeleri arasına, torbaya sokuverdiler. Neticede 65 maddeyle komisyona gelen o torba, aylarca süren tartışmalı, kavgalı görüşmeden sonra Meclis'ten 149 madde olarak geçti. Ne yazık ki, madenleri tartışamamıştık. Torbanın içinde adeta kaybolan madenler, her biri ayrı tartışma konusu olan maddelerin arasında silinip gitti.
Torba Yasanın içinde neler vardı neler..Aflar, ödeme kolaylıkları, rüşvet paralarına sağlanan muhasebeleştirme imkânları, TİB. 'e internet için sansür yetkisi, taşeron sisteminin genişletilmesi, memura tayin operasyonu, üniversitelere borç ödemek için arazi satma imkânı, bazı şirketlere özelleştirme avantajı, belediyelere yeni imkânlar…
Toplumu geren, her telden, derme çatma düzenlemeler arasında madenciler unutulup gitti. Açın, Meclis Plân ve Bütçe Komisyonu ve Genel Kurul Tutanaklarını okuyun.(İnternet TBMM. Web. Sitesinde bulacaksınız) Milletvekilleri o torba tasarıda neyi tartışmış bakın. Yüzlerce, binlerce tutanağın kaç sayfasında madenler konuşulabilmiş görün. Her şeyde olduğu gibi işin kolayına kaçtık.
Ne oldu, torba yasa çıktı da madenlerde bir daha kaza yaşanmamasını sağlayacak önlemler mi alındı? Denetim görevini üstlenenlerin, yöneticilerin, madenleri işletenlerin hassasiyetini öne çıkaracak zorunluluklar mı getirildi? Madencilerin güvenli ortamda çalışıp evlerine sağ salim dönmelerini sağlayacak önlemleri bulamayınca, maden işçilerinin daha az çalışıp, daha çok para kazanacağı bir yönetimin kolaycılığına kaçtık.
Karaman'ın Ermenek'e bağlı, Pamuklu Köyündeki yaşanan kazada da gördük ki, torbadan çıkan maden yasası asgari ücretin iki katı maaş sağlamış ama garibim işçiler, servis araçlarını kendi paraları ile temin etmişler dahası yemeklerini sefer tasında evlerinden taşımışlar. Yemek molası için kendilerine tanınan 40 dakikada, yerin 375 metre altından (asansör yokmuş) çıkıp gün yüzünde yemeklerini yiyemeyecekleri için, karınlarını karanlık dehlizlerde doyururken acı akibete uğradılar. Umutsuz işsiz insanımızın binlercesini maden ocaklarının önüne yığabiliyor, ancak onları ocakların ölüm tuzaklarından koruyamıyoruz.
Ey vicdan, sen sadece türk televizyon dizilerindeki kadının adı mısın?
Not: Erdoğan Süzer'in Bugün Gazetesindeki yazısından faydalanılmıştır.