Oyunculuğa ne zaman başladınız?

16-17 yaşlarımda Antalya’da halk evlerinde oyunculuk yapmaya başladım. Daha sonrası kendiliğinden gelişti istekliydim ve bugün şuan bulunduğum durumdayım.
Birgi tarihi açıdan çok zengin bir yer bu durumu hem Birgi hem ülkemiz olarak değerlendirecek olursanız neler söylersiniz?
Biz ülke olarak tarihi değerleri çok olan tarihi filmlerin o hikâyelerin filme aktarılması ve çekilmesi anlamında ve tarihsel zenginlik oldukça fazla olan bir ülkeyiz ve o tarz filmlerin çekilmesinden yanayım fakat bunlar devlet desteğiyle olacak işler. Evet, Birgi güzel bir yer fakat bazı şeyler için acele etmemek gerek, zaten yeşil deniz dizisi burada çekilmeye devam edildiği sürece Birgi zaten ismini duyurmuş olacak. Bu konuda buradaki mülki amirlerin bu konularda destek olmaları gerek. Ben Birgi’ye geleli 5 gün oldu fakat ne kaymakam ne muhtar gördüm onlar gelenlere sıcak davranmalıdırlar ki bizler burada yapacak olduğumuz işi ciddiye alalım. Karşılıklı olarak ciddiye alındığı zaman ortaya daha iyi işler çıkacaktır. Fakat evvela bu işin, sanatın ne olduğunu faydalarının neler olduğunu bilmeleri gerekir. Zaten eğer bunu bilmezlerse o zaman maalesef çok şey yapılma imkânı olmuyor.



Bizimle paylaşabileceğiniz ilginç bir anınız var mı?

Şöyle ki bizim hayatımız hep ilginçlikler üzerine kurulu çünkü yaptığımız iş tamamen çılgınlık, bu durumda ilginçlik olmaması pek mümkün değil. Eğer devlet tiyatrosunda değilseniz, şehir tiyatrosunda değilseniz ve bu işi yapıyorsanız işte bu biraz problem. Geçenlerde bir sağlık problemi yaşadım ve bu rol için arandığımda ağır bir durum olup olmadığını sordum. Rol gereği ata binmem gerektiği söylendi binemeyeceğimi söyledim ve buraya o şekilde geldim. Neyse geldim ve ben o ata bindim. Dediğim gibi işte bizim hayatımızda böyle tuhaflıklar oluyor maalesef.

Bu sektöre atılmak isteyen gençlere tavsiyeniz var mı?

Çook zor. Eğer bu sektöre atılmak isteyen gençler varsa onlara tavsiyem sakın vazgeçmesinler istediklerinin peşinde koşsunlar. Kendilerinden, zamanlarından fedakârlık etsinler. Başarıya ulaşma yolunda hiçbir zorluğun hiçbir engelin kendilerine küsme sebebi olmasına izin vermesinler. Ülkemizde sinema ve televizyon bölümü mezunları çoğaldı ve alan o kadar daraldı ki hani derler ya ağzınla kuş tutsan diye bu zamanda ağzınla kuşu tutsan bir türlü tutmasan bir türlü bunu anlayan ne kadar. Eğer bu işi kendiniz yapabilecekseniz, bir şeyler üretebileceksiniz kendiniz yapın, yani direksiyonu elinize alın başka birinin kullandığı bir arabada seyahat etme alışkanlığını edinmeyin. Siz arabayı kullanan olun. Allah muhafaza bir kaza yaparsanız da siz kendiniz yapmış olursunuz.  Unutmadan merdivenleri çıkarken dikkat edin çıkarken karşılaştığınız insanlarla inerken de karşılaşacaksınız bu yüzden insanlara iyi niyetle yaklaşın ama nasırınıza basılırsa bunun sebebini sormayı da ihmal etmeyin
.



Size göre oyunculuk kavramı nasıl açıklanır?

Bu konuda Atatürk’ün çok güzel bir ifadesi var “herkes her şey olabilir ama sanatçı olamaz” fakat bu ifade yanlış anlaşılıyor. Yaşanmış bir hikâyeden örnek vereyim zamanında Bedia Muvahhit, Vasfi Rıza Zobu, Muhsin Ertuğrul gibi isimler köşke davetlidirler. Burada Safiye Ayla şarkılar söylüyor, hikâyeler anlatılıyor. Yaverler ise Atatürk’ün huzurunda o tarz hikâyelerin anlatılmasının doğru olmadığını tiyatrocu arkadaşlara anlatmaya çalışıyorlar, Atatürk bu durumu fark ediyor ve “bir dakika ne yapıyorsunuz onların tiyatrocu olmalarının sebebi insanların söyleyemediği ve ifade edemediği şeyleri ifade etmek ve bunun için tiyatrocu oluyorlar neden mani oluyorsunuz.” İşte bu çok önemli bir olay o yüzden içinizde gelenleri söyleyemezseniz güdük insan oluyorsunuz.
Bugüne kadar kaç filmde ve tiyatroda oynadınız?
Bu işe başladığım günden bu yana yaklaşık 200 kadar filmde ve 50-60 tiyatro oyununda oynadım. Bu sene 50. yılımı doldurdum onunla ilgili de “Sümerce” isimli bir tiyatro oyunum var. Türküm, doğruyum, çalışkanım, “heyecanlıyım” . Tiyatro oyunu ayın 6 sında başlayacak ve zaman yaklaştıkça heyecanım kat kat artmaya devam diyor, kamera önünde hiç heyecanlanmıyorum ama oyunum için gün yaklaştıkça heyecanım daha da artıyor sanki ilk kez böyle bir iş yapakmışım gibi geceleri rüyalarıma girmeye başladı bunun vermiş olduğu duyguları tarif etmek biraz zor.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bende Egeli bir insanım ege insanı insan potansiyeli anlamında, dünya görüşü anlamında daha hayata dair, daha uygar, daha sıcak, daha demokrat insanlar. Gerçi artık Türkiye’nin her yeri öyle. Birde eklemek istiyorum benim çok sevdiğim bir söz vardır Antalya’da ben tarımla ilgileniyorum orada giriş ve çıkışta yazar bu yazı “İnsanlar kıyafetine göre karşılanır kafasına göre uğurlanır.” Bir insan geldiğinde ilk olarak kıyafetiyle karşılarız fakat konuşmaya başladıkça içinden acayip cevherler çıkabiliyor o yüzden şekle göre değerlendirme yapmamak lazım. Bunun için gözlem yapmanızı tavsiye ederim çünkü gözlem yanılgıyı en aza indirir. Son olarak da sizlere teşekkür ediyorum.

Röportaj : Gamze ONAN - Ebru TEKE




Editör: Haber Merkezi