“Bu zamana kadar ağlamayan genç bir adam varsa bilin ki o bir vahşidir ve bundan sonra da gülmeyecek yaşlı bir adam da aptaldır.”
George SANTAYA
 

Duygular yaşamımızda önemli bir role sahiptir. Çünkü yaşamda doğru kararlar verebilmemiz için dikkate aldığımız en önemli rehberimiz hislerimizdir. Bu bizi bazen doğru bazen yanlış yola götürür. Sık sık yönünüzü kaybediyorsanız ya da bir türlü karar veremiyorsanız doğru olan duygularınız yerine iç sesinizi tüm samimiyetinizle dinlemenizdir. Eğer yaşadığınız şey (her ne ise) sizde neşe, huzur, bereket oluşturmuyorsa o durumla ilişkinizi kesme ve yönünüzü değiştirme zamanınız gelmiştir.
İç sesiniz neye ihtiyacınız olduğunu bilir, sizinle konuşur. Peki her zaman doğruyu mu söyler? Evet. Duygularla iç sesimizin arasındaki farkta budur. Duygularımız geçmiş deneyimle oluşan kayıtlarımızdan dolayı bazen bizi yanlış yöne yöneltebilir. Mesela; çok aşıksınız ve karşınızdakinin size karşı bir duygusu yok ya da sizin için doğru biri değil. Eğer siz aşk duygunuza kapılırsanız gerçeği görmezsiniz ve o size  “hayır senin için doğru kişi”, “seni hâlâ seviyor fakat çok kırgın” gibi bahaneler üreterek doğru olmayan adımlar atmanıza sebep olabilir. Oysa iç sesiniz gerekli taramaları yapmış, tehdidi ya da neticeyi görmüş şöyle bağırmaktadır “lütfen, lütfen bu durumla yüzleş. İzin ver gitsin daha sonra pişman olacaksın”. Tabii ki kişi genelde duygusuna kapılmayı seçer. Bazen de geçmişte edindiğimiz bir kayıttan dolayı duygumuz bizi yanıltabilir. Daha önce o konuda başarısız olduysak yeniden başarısız olmaktan korkarak ilerlemek istemeyebiliriz.
İç sesimizin hissettiği korku, acı, huzur, neşe vb. duygular herhangi bir zamana ait değildir. Oysaki duygular yaşanmışlıklar ya da enerjisel nesil aktarımı ile gelen kayıtlarla geçmişe aittir. 
Mantık ve akıl duygulardan sonradan gelir.  Bu yüzden yönümüzü bulmak için mantık ve aklı kullanmakta pek doğru değildir. Dünyanın öbür ucunda bir iş yapmak istediğinizde mantığınız bunun size imkânsız olduğunu söylerken, iç sesiniz evrensel kaynakla bağlantılı olduğundan sonsuz olasılık bilinciyle her zaman bir yolu olduğunu bilir. O sadece sizin bunu gerçekten isteyip istemediğinize, hazır olup olmadığınıza ya da doğru bir seçim olup olmadığıyla ilgilenir.
Burada en önemli nokta iç sesimizin sesiyle duygularımızın (zihnimizin) sesini birbirinden ayırt edebilmektir. Duygular; yüksek sestedir, yoğun ve telaşlıdır ayrıca göğüs ve kafa bölümden gelir. İç ses; daha yumuşaktır, sakindir ve karın bölgemizden gelir.
İç sesinizi yok saymayın. Onunla barışın ve dinlemeyi öğrenin. İç sesinizle barış içinde olmanız kendi kendinizin rehberi olmanıza, evrensel kaynakla ve diğer yaratılmışlarla bağ kurmanıza, sorunları önceden sezmenize ve bu yaşamda kendiniz için bir cennet yaratmanıza yardımcı olur.
Sevgi ve huzurla…