Kimilerine göre duvar boyaması ama aslında bir sanat dalı olan grafitinin kökeni mağara dönemlerine dayanıyor. Son dönemde Türkiye’de gençler arasında büyük bir popülerliğe imza atan Graffiti sanatı günümüzde Almanya’da yankı buluyor. Graffiti en temel anlamıyla, duvar yazıları ve resimler yoluyla kendini ifade etmeye yarayan görsel bir uygulamadır. Grafik sözcüğü kökeninden türetilmiştir. Graffiti, kimi çevrelerce bir sanat dalı olarak kabul edilirken, bir başka bakış açısı da graffitiyi Vandalizm olarak değerlendirmektedir. Tarihsel olarak grafitinin oldukça eski bir geçmişe, mağara duvarlarına çizilen şekiller nedeniyle ilkçağ, 4. veya 5. yüzyıl dönemlerine dayandığı, Pompei'deki duvar yazılarının graffiti sayıldığı söylenebilir. Eski Mısır döneminde insanların geçtikleri yerlerdeki duvar ve kayalara bıraktıkları çeşitli şekil ve yazılardan oluşan mesajlar, graffitinin ilk adımları sayılsa da, günümüzdeki anlamıyla graffitinin ana çıkış noktası 1940'lı II. Dünya Savaşı günlerine denk gelmektedir. Almanya'yı Doğu ve Batı şeklinde ikiye bölen Berlin Duvarı'nın her iki yanı protest kişilerce boyanarak, yazı ve sloganlarla bezendi. 1960'lı yıllarda ABD'de politik grupların görüşlerini duyurmak için bu yöntemi tercih etmesi, gençlerden oluşan sokak çetelerinin, kendi denetimleri altındaki alanları belirlemek için duvar yazılarını kullanmasına yol açtı. Ardından bağımsız bireyler graffitiyi geliştirdi. Sosyal içerikli iletiler dışında, bireysel seçimleri de yansıtmaya başlayan graffitiler giderek renklendi. 1970'lere gelinirken, bu görsel uygulama, şehir duvarlarından metro duvarlarına geçerken, New York'tan ABD'nin hemen hemen tümüne yayıldı.
Bu sanatla Ödemiş’i tanıştıran 2011 yılından bu yana Ödemiş’te yaygınlaşmasına katkıda bulunanlar arasında yer alan Ege Üniversitesi Grafik Tasarım öğrencisi Özay Kara kendini tanıtarak yaptığı çalışmalarla ilgili olarak gazetemize özel bilgi verdi.
Öncelikle seni tanıyalım Özay Kara Kimdir?
Ben 1995 yılında Ödemiş’ de doğdum. 2013 yılında Ödemiş Endüstri Meslek ve Anadolu Teknik Lisesi Makine Bölümünü bitirdim. Aynı yıl Ege Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümünü kazandım ve hala öğrenimi Ege Üniversitesi’nde sürdürmekteyim. Ödemiş Belediyesi Filiz Hallıoğlu Resim Atölyesi (2009-2011) ve Ödemiş Belediyesi Emine Bayındır Resim Atölyesi’nde (2010-2014) Filiz Hallıoğlu ve Emine Bayındır hocalarım sayesinde yeteneğimi geliştirdim.
Graffiti Sanatıyla ilgilenmeye ne zaman başladın?
2011 ve 2015 yılları arasında İzmir ve Ödemişte olmak üzere 6 karma sergiye katıldım bunun yanında Ödemiş’ de kurmuş olduğumuz Graffiti ekibimiz ile 3 adet Graffiti Festivali düzenledik festivalleri düzenlememizde Emine Bayındır resim öğretmenimin büyük katkısı oldu. Ödemiş Belediyesi ve Ödemiş Kent Konseyi Gençlik Meclisinin destekleriyle beraber bu 3 güzel festivali gerçekleştirdik. Graffiti’ nin ne olduğundan bahsetmem gerekirse eğer Graffiti, yani duvar boyama sanatı bilinenin aksine oldukça eski bir tarihe sahip, ilkçağlardan günümüze kadar gelen duvar süslemeleri ve ilkel mağara çizimleri de grafiti uygulamaları arasında kabul ediliyor. Uzun yıllardır yurt dışında da bir kitle tarafında takip edilen bu akımı 2011 yılında Ödemişliler ile tanıştırdık.
Graffiti Sanatıyla ilgili yaptığın çalışmalar hakkında biraz bilgi verir misin?
Son olarak da İzmir Yaşar Üniversitesinde “Yaşar Üniversitesi GRAF/015 Tasarım Günleri” kapsamında Mimar Sinan Devlet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi proje yönetim başkanı Emre Senan hocamızın atölyesi yönetiminde 3 günlük workshop ve atölye çalışmalarımız son buldu. Bunun neticesinde 25 Mart 2015 günü Yaşar Üniversitesi sergi salonunda Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın katılımıyla sergimiz açılmış bulunup 1 Nisan tarihine kadar devam etti. Son 2 yıldan beri resim çalışmalarımı tamamen dijital çizimlere çevirdim ve dijital tasarımlar, illüstrasyonlar, fotoğraf çekimleri ve kısa film çekimlerimi devam ettiriyorum önümüzde ki günlerde de İzmir’ de bir Fotoğraf sergimiz daha açılacak ve hemen arkasından kendi kişisel sergimi Mayıs ve Haziran ayları arasında açmayı planlıyorum.
