Bir hafta aradan sonra kaldığım yerden “Ebeveyn Davranışları Ve Çocuğun Kişiliği Üzerindeki Etkileri”ne devam ediyorum.

6- Reddedici Ebeveyn Davranışı: Bu ebeveyn davranışının en belirgin özelliği çocuğa karşı hiç sevgi ve şefkat gösterilmemesidir. Çocuk beğenilmez, her yaptığı eleştirilir. Sürekli çocuğun eksiği veya hatası araştırılır. Eğitim konularında ciddi bir disiplin vardır. Çocuk hata yaptığında şiddet çeşitlerine başvurulur. Tüm söz hakkı ebeveyndedir. Çocuk ne yazık ki ebeveyni ile ilişkisini korkuya dayalı geliştirir. Bu korku hissinden dolayı çocuk genellikle ebeveynine karşı uysal fakat içten içe nefret, öfke, düşmanlık duyabilir. Öfkelerini ve cezalandırılma korkularını dışarıya vuramadıklarından çocukta antisosyal davranışlar, saldırganlık sık görülebilir.

Bu davranış modelinin sergilendiği durumlar çok çeşitlidir. Birden fazla çocuk sayısına sahip ailelerde bazen sadece tek bir çocuğa karşı bu davranış modeli sergilenebilir. Evlilik dışı çocuk sahibi olmak ya da istenmeyen bir bebek (tecavüz sonrası doğum gibi), ebeveyn olmaya ruhen ve fizikken hazır olmamak, çocukta bedensel ve ruhsal açıdan bir engel veya özür olması, ebeveynlerden birinin çocuğa aşırı düşkünlük gösterip eşini ihmal ediyor olması (eşini çocuğundan kıskanmak; kıskanan taraf ihmal edildiğini düşünerek çocuğu kendisine rakip olarak görür), çalışan annenin iş hayatına çocuğu için ara vermesi (çocuğu için iş yaşamı kesintiye uğramıştır ve bu durum kariyerine engel olabilir (!)), çocuğun ebeveyne değil de ebeveynin sevmediği birine benziyor olması da bu şekilde bir tutum benimsenmesine neden olabilir.

Çocuğun Kişiliği Üzerindeki Etkileri: Bu davranış modeli ile büyüyen çocuklar; çocukken kötü muameleye maruz kalmamak için ebeveyne karşı edilgen ve uysaldır. Büyüdükçe kaygılı, güvensiz, suç işlemeye meyilli, insan ilişkilerinde başarısız ve tutarsız kişilik geliştirirler. Psikopat eğilimlidirler. Çeşitli psikolojik bozukluklara ve intihara yatkındırlar. Sinirli, agresif bir yapıları vardır. Genellikle karşı çıkma ve saldırganlık ile kendilerini kabul ettirmek isterler. Sevgiden uzak bir ortamda yetiştirildikleri için sevgiyi öğrenemez ve kendi çevrelerine sevgi gösteremezler. Duygusal kırgınlıkları sıklıkla yaşarlar. Canlı haklarına karşı duyarsızdırlar, yardım ve merhamet duygusundan uzak olurlar.  Hiçbir zaman kendisine ait bir güven duygusu geliştiremezler. Yaşları ilerledikçe inatçılık, hırçınlık, uyumsuzluk, çete kurma ve çetelere üye olma, yasa dışı eylemlerde bulunma, depresyon görülebilir. Şiddetli ve aşırı bastırılmış duygular nedeniyle dengesiz bir kişilik sergilerler.

Bastırılmış duygulardan ve kendini ifade edememekten dolayı çevrelerine ve kendilerine zarar verme eğilimindedirler (derilerini tırnaklayarak yara oluşturmak, yaralarını sürekli tırnaklayarak kendi canını yakmak ve kendi canının yanmasından zevk alması gibi sorunlu kişilik geliştirebilirler. Aynı şekilde kendinden küçük, güçsüz ve hayvanların canını yakarak onun çektiği ıstıraptan zevk alabilirler).  Ebeveynlerinin kıymet verdiği eşya ve benzeri şeylere gizlice zarar vererek onları kızdırmaktan hoşlanırlar.

Sevgi ve huzurla…